10 Aralık Çarşamba gününden herkese merhaba, Türkiye gündeminin bugünkü özetine birlikte bakalım.
10 Aralık 2025 Türkiye Gündem Özeti
Bugün iç siyasetten yargıya, ekonomiden dış politikaya uzanan başlıklarda sert tartışmaların öne çıktığı, adalet ve adaletsizlik duygusunun birçok dosyada ortak payda haline geldiği bir gün oldu. Meclis’te bütçe kavgası sürerken, yerel yönetimler ve yargı üzerindeki baskı iddiaları, ekonomik bunalım ve toplumsal kırılganlıklarla iç içe geçmiş görünüyor.
---
Ana Başlıkların Özeti
- İBB iddianamesi ve İmamoğlu dosyaları: Yargı-siyaset krizi derinleşiyor - İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik 4 bin sayfalık iddianame ve Ekrem İmamoğlu’nun dosyaları, iktidar–muhalefet geriliminin merkezinde kalmaya devam ediyor. - CHP’li Murat Emir ve Turan Taşkın Özer, dosyayı “siyasi pusu” olarak nitelendirip davaların TRT’den canlı yayınlanmasını istedi. - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise “iddianame boş demeyin, kararı mahkemeler verir” diyerek eleştirilere karşı çıktı. - CHP Sözcüsü Zeynel Emre ve Özgür Özel, İmamoğlu davalarında hâkimlerin sürekli değiştiğini, tabii hâkim ilkesinin ihlal edildiğini savundu. - Aynı gün AYM, MHP ve İYİ Parti dâhil 6 partinin 2022 mali denetimlerini uygun buldu; bu da “yargı bazı alanlarda rutin işliyor, kritik dosyalarda ise siyasallaşıyor” yorumlarını güçlendiren bir tablo olarak sunuluyor.
- HSK kararnamesi: 948 hâkim-savcı yer değiştirdi, güven bunalımı büyüyor - HSK kararnamesiyle adli yargıda 778, idari yargıda 170 olmak üzere 948 hâkim ve savcının görev yeri değiştirildi. - Zamanlamanın İBB ve İmamoğlu dosyalarındaki heyet değişiklikleri iddialarıyla çakışması, “yargı bağımsız mı, yoksa siyasi mühendisliğin aracı mı?” tartışmasını alevlendirdi. - Özgür Özel, “istedikleri kararı vermeyen hakimi sürüyorlar” iddiasını dile getirirken, hakimlerin aileleri üzerinden baskı kurulduğunu da öne sürdü. - Adalet Bakanı Tunç ise Meclis’te “milletin hakkını savunan bir yargı sistemi inşa ettik” savunusunu yineledi; iki anlatı arasındaki uçurum yargıya güven krizini derinleştiriyor.
- Meclis’te bütçe maratonu: Savunma, adalet ve yoksulluk eksenli kavga - TBMM’de 2026 bütçesi kapsamında Adalet ve Dışişleri Bakanlığı bütçeleri kabul edilirken, muhalefet özellikle savunma ve adalet harcamalarının şeffaflığını ve toplumsal maliyetini sorguladı. - Özgür Özel, savunma harcamalarının “silah ve savaş” yerine Türklerin ve Kürtlerin ortak geleceğine ayrılması gerektiğini söyledi. - Yankı Bağcıoğlu, bütçe tutarına değil, etkin ve şeffaf proje yönetimi eksikliğine itiraz ettiklerini belirtti. - İYİ Partili Müsavat Dervişoğlu, bütçeyi “tükeniş bütçesi” diye nitelendirirken; CHP’li Mahmut Tanal, milyonlarca icra dosyasını ve yoksulluğu “ekonomik iflas” işareti olarak sundu. - Muhalefet, iç tüzüğün çiğnenip söz haklarının gasp edildiğini öne sürerek Meclis işleyişinin de “rejimin niteliği” tartışmasının parçası haline geldiğini savunuyor. - Erdoğan’ın aynı gün 27 Mayıs ve 28 Şubat darbeleri üzerinden CHP’ye yüklenmesi, bütçe görüşmelerini sert kutuplaştırıcı bir siyasi dile bağladı.
- AKP’li Özlem Zengin’in “utanmıyoruz, gurur duyuyoruz” sözleriyle liyakat krizi - Bütçe görüşmeleri sırasında CHP’li Gökhan Günaydın, AKP’lilerin ve yakınlarının sınavsız, mülakatsız kamuya yerleştirildiğini söyleyerek “Hiç mi utanmıyorsunuz?” diye sordu. - AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in “Evet utanmıyoruz, yaptığımız işten gurur duyuyoruz” cevabı, sosyal medyada “liyakatsiz işe alımın açık itirafı” olarak yorumlandı. - Bu çıkış, özellikle genç işsizlik ve “torpil” algısının zaten yüksek olduğu bir dönemde, fırsat eşitliği ve kamu kadrolarının partizan dağıtımı tartışmasını daha da hararetlendirdi.
- Tunç Soyer davası: İZBETON üzerinden belediye modeline siyasi baskı iddiası - İZBETON kooperatif davasında mahkeme ara kararını açıkladı: 3 tutuklu sanıktan Barış Karcı tahliye edildi, Tunç Soyer ve Heval Savaş Kaya’nın tutukluluğunun devamına karar verildi. - Soyer, Sayıştay ve Danıştay raporlarında kamu zararı tespiti bulunmadığını, asıl zararın inşaatların durdurulmasıyla oluştuğunu savundu. - Dosya, kooperatifçilik ve sosyal konut üzerinden kurulan belediyecilik modelinin, CHP’li yerel yönetimlere yönelik “yargı baskısı” iddialarıyla iç içe tartışılmasına neden oluyor.
- Mehmet Akif Ersoy gözaltısı: Medya, uyuşturucu soruşturmaları ve “dindar toplum” tartışması - Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy, ünlü isimlere uzanan uyuşturucu soruşturması kapsamında jandarma tarafından gözaltına alındı; 8 kişi hakkında “uyuşturucu kullanmak, bulundurmak ve kullanılmasına yer sağlamak” suçlamasıyla işlem yapıldığı açıklandı. - TMSF ve Habertürk yönetimi, soruşturmanın selameti gerekçesiyle Ersoy’u görevinden aldı. - Bu gelişme, bir yandan medya-iktidar ilişkilerini, diğer yandan da art arda gelen bahis, kumar ve uyuşturucu operasyonları ışığında “dindar nesil/toplum” söyleminin pratik sonuçlarını yeniden gündeme taşıdı.
- Bahis, şike, silah ruhsatı: Kamu güvenliğinde “karanlık alanlar” tartışması - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sanal kumarı “pandemi”ye benzeterek birçok aile dramı ve intiharın arkasında olabileceğini savundu; kapsamlı eylem planı sözü verdi. - Nazilli Belediyespor ve Ankaraspor başkanlarının bir maçın berabere bitmesi için anlaştıkları iddiasıyla şike suçlamasıyla tutuklanması, TFF’nin rolü ve yargının ağırlığı üzerinden tartışma yarattı. - CHP’li Mahmut Tanal, silah ruhsatlarının para karşılığı, ikamet oyunları ve banka transferleriyle dağıtıldığını iddia ederek Meclis gündemine taşıyacağını belirtti; bu iddialar henüz yargı kararlarıyla doğrulanmış değil, ancak ciddi yolsuzluk ve güvenlik şüphesi olarak öne sürülüyor. - İstanbul’da organize suç örgütlerine yönelik operasyonda 42 şüpheliden 41’inin tutuklanması, büyükşehirlerde ekonomik hayatı rehin almaya çalışan yeni nesil suç ağlarına karşı sert güvenlik yanıtı şeklinde okunuyor.
- Kadına yönelik şiddet: 6284 tartışması ve meşru müdafaa sınırları - Sosyal medyada “Mehmet S.” isimli kişinin, ayrılmak isteyen Gülhan isimli kadını iki yıl boyunca taciz ettiği, 7 kez uzaklaştırma kararını ihlal ettiği ve sonunda bıçakla ağır şekilde yaraladığı iddiası geniş tepki çekti. - Olay, koruma kararlarının uygulanmasındaki zaafları ve 6284 sayılı kanunun hâlâ tartışma konusu olmasına yönelik öfkeyi büyüttü. - Buna karşılık, sistematik şiddet uygulayan eşini öldüren Serap Avcı’nın meşru müdafaa kapsamında tahliye edilmesi, kadınların kendini koruma hakkı açısından önemli bir emsal olarak öne çıkarıldı. - İki dosya birlikte okunduğunda, kadınların koruma mekanizmalarına güvensizliği ve yargının toplumsal cinsiyet perspektifi eksikliği yeniden tartışma konusu oldu.
- Dış politika: Suriye, Filistin ve Gazze’de garantörlük söylemi - Erdoğan, Suriye’de Türkler, Araplar, Kürtler, Türkmenler, Sünniler ve Nusayrilerin “Suriye’yi birlikte ayağa kaldıracağını” söyleyerek, Türkiye’nin Suriye’nin inşa ve ihya sürecini destekleyeceğini açıkladı. - Filistin için 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devletin “muhakkak kurulacağını” vurguladı. - Hakan Fidan, yaklaşık 560 bin Suriyelinin “gönüllü dönüş” yaptığını, SDG/PYD’nin 10 Mart mutabakatına uyması ve silah bırakması gerektiğini söyledi; Türkiye’nin Gazze’de garantör rolüne hazır olduğu mesajını yineledi. - Muhalefet ise “önce Şanlıurfa, önce Türkiye” diyerek dış politika önceliklerinin, içteki yoksulluk ve güvenlik sorunlarıyla çeliştiğini savunuyor.
- Türkiye–İsrail hattı ve Gazze: Ankara’nın sertleşen dili - Türkiye, Gazze’deki durumun soykırım benzeri ağır suçların tekrarlanmasını önleme ihtiyacının acı bir hatırlatıcısı olduğunu belirterek İsrail’e yönelik diplomatik tonunu sertleştirdi. - Dışişleri, Doğu Kudüs’teki UNRWA binasına İsrail güvenlik güçlerince el konulmasını, uluslararası hukuk ve UAD kararlarının açık ihlali olarak niteledi. - BM’nin Gazze-İsrail sınırlarında herhangi bir değişikliğe kesinlikle karşı olduğunu açıklaması ve Fidan’ın Türkiye’yi “uluslararası girişimlerin merkezinde” konumlandıran söylemi, Ankara’nın kendini bölgesel norm savunucusu ve olası garantör olarak konumlandırma stratejisini güçlendiriyor.
- F-35 – S-400 düğümü ve Trump-Erdoğan hattı - ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Türkiye’nin F-35’e dönüş şartının “S-400’leri bulundurmaması” olduğunu vurguladı. - Barrack ve Trump’ın açıklamaları, Trump–Erdoğan ilişkisinin kriz çözmede kilit rol oynadığı iddiasını öne çıkarıyor; Trump, NATO’nun Erdoğan’la “başa çıkmakta zorlandığını”, sorun olduğunda kendisinin devreye girip çözdüğünü söyledi. - Bu beyanlar, Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 sistemi ile NATO içindeki konumu arasındaki gerilimi yeniden gündeme taşırken, savunma tedarikinde siyasi lider ilişkilerinin belirleyiciliğine dair soru işaretlerini büyütüyor.
- Ekonomi: SGK sağlık ödemeleri artışı ve 15 milyar dolarlık dış finansman - SGK, hastanelere yaptığı ödemelerde yüzde 10–55, yatarak tedavilerde kullanılan tıbbi malzeme tarifelerinde ise yüzde 10–85 oranında artışa gitti. - Bu adım, sağlık hizmeti sunucularının maliyet baskısını bir nebze azaltmayı hedeflese de, SGK ve genel bütçe üzerinde yeni bir yük oluşturacak. - Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, demiryolu altyapısı için 350 milyon avroluk dış finansman sağlandığını, böylece yıl içinde proje finansmanı amaçlı dış kaynağın 15 milyar dolara ulaştığını açıkladı. - Muhalefet ise icra dosyaları, yoksulluk ve emekli gelirlerindeki erimeye işaret ederek, bu kaynakların toplumun en kırılgan kesimlerine yansımadığını savunuyor.
- Yoksulluk, icra patlaması ve asgari gelir tartışması - Mahmut Tanal, 25 milyon icra dosyasına dikkat çekerek “yoksulluğun ev sahibi olduğu” bir düzende hükümetin Suriye’yi ayağa kaldırma söylemini sert biçimde eleştirdi. - Ali Babacan, “asgari gelir desteği” modeliyle, hane ihtiyacıyla mevcut gelir arasındaki farkın kamu tarafından tamamlanmasını önerdi. - Özgür Özel’in otomobilleri “tekerlekli vergi dairesi”ne benzetmesi ve emeklilerin düşük artışlara karşı şiirsel protestoları, ekonomik bunalımın yaygınlığını ve geleceğe güvensizliği yansıtıyor.
- Toplum: MESEM ve çocuk işçiliği iddiaları - CHP’li Mahmut Tanal, MESEM kapsamında çocukların okuldan koparılarak ağır işlerde çalıştırıldığını, yaralanma ve ölümlere maruz kaldığını iddia ederek programın durdurulmasını istedi. - Paylaşılan görsel ve sahadan anlatımların, çocuk emeğinin ucuz işgücü olarak kullanıldığı ve eğitim hakkının ihlal edildiği iddialarını güçlendirdiği öne sürülüyor. - MESEM’in gerçek işlevinin mesleki eğitim mi, yoksa sistematik bir çocuk işçiliği mekanizması mı olduğu, eğitim politikası ve sosyal adalet açısından büyüyen bir tartışmaya dönüştü.
---
Bugün Dikkat Çeken Eğilimler
- Yargı ve iç siyaset iç içe geçmiş durumda: İBB ve İZBETON dosyaları, HSK kararnamesi ve kadınlara yönelik şiddet vakalarındaki yargı performansı, “hukukun siyasallaştığı” ya da “adaletin seçici işlediği” iddialarını besliyor. - Bütçe tartışması sistem tartışmasına dönüşüyor: Meclis’teki bütçe görüşmeleri, sadece rakamlara değil rejimin niteliğine, temsil ve söz hakkına, hatta liyakat ve torpil düzenine dair bir hesaplaşma zeminine kaymış durumda. - Toplumsal kırılganlıklar öne çıkıyor: Yoksulluk, icra patlaması, emekli tepkileri, çocuk işçiliği iddiaları ve kadına yönelik şiddet dosyaları aynı anda gündemde; geniş kesimlerde adalet ve güvencesizlik duygusu belirginleşiyor. - Güvenlik söylemi çok katmanlı: Organize suç, sanal kumar, şike ve silah ruhsatı iddiaları, klasik asayişten öte, ekonomik ve kurumsal boyutları olan bir güvenlik krizine işaret ediyor. - Dış politika söylemi iç politikayla bağlantılı: Suriye’nin “ihyası”, Filistin devleti, Gazze garantörlüğü ve F-35–S-400 hattı, hem dışarıya güçlü aktör görüntüsü verme hem de içerideki ekonomik/siyasi sıkışmayı dengeleme aracı olarak tartışılıyor.
---
Yarın İzlenmesi Gereken Başlıklar
- İBB ve İmamoğlu dosyaları: İddianameye ilişkin yeni hukuki adımlar, hâkim değişikliklerine dair HSK’dan gelebilecek olası açıklamalar ve Meclis muhalefetinin yargı stratejisi. - Tunç Soyer ve İZBETON davası: Savunmaların ve yeni delillerin kamuoyuna yansıması, yerel yönetimler ve kooperatifçilik modeline etkisi. - Meclis bütçe görüşmeleri: Savunma, adalet ve sosyal harcamalar ekseninde sürecek tartışmalar; iç tüzük krizinin büyüyüp büyümeyeceği. - MESEM ve çocuk işçiliği iddiaları: Milli Eğitim Bakanlığı’ndan veya hükümetten gelebilecek açıklamalar, olası soruşturma ve düzenleme sinyalleri. - Kadına yönelik şiddet dosyaları: Gülhan ve Serap Avcı vakalarının yargısal seyri ve bunların 6284 tartışmalarına etkisi. - Bahis, şike ve silah ruhsatı iddiaları: Adalet ve İçişleri Bakanlıklarının atacağı adımlar, TFF’nin şike iddialarına vereceği kurumsal yanıt. - Gazze ve Suriye diplomasisi: Türkiye’nin garantörlük söylemi etrafında yeni uluslararası temaslar, İsrail’in Doğu Kudüs ve Gazze’deki adımlarına karşı atılacak ek diplomatik hamleler. - Ekonomide asgari gelir ve yoksulluk tartışması: Hükümetten asgari ücret, emekli maaşları ve sosyal yardımlar konusunda gelebilecek yeni açıklamalar; muhalefetin “asgari gelir desteği” gibi modelleri kamuoyuna anlatma çabası.
Bugünün özeti bu şekilde; yarın da hem Ankara’nın hem de sokaktaki hayatın nabzını tutan başlıklar ön planda olmaya devam edecek.