15 Aralık Pazartesi gününden herkese merhaba, yeni haftanın ilk gününde Türkiye gündeminin öne çıkan başlıklarını birlikte toparlayalım.
Türkiye, bir yandan genç bir kadın belediye başkanını kaybetmenin üzüntüsünü yaşarken, diğer yandan Meclis’te çocuk istismarı iddiaları, eğitim politikaları üzerinden sertleşen siyasal polemikler ve geçim sıkıntısının derinleşmesine ilişkin verilerle yoğun bir gündeme girdi. Güvenlik ve dış politikada ise “Terörsüz Türkiye” söylemi, Libya tezkeresi ve bölgesel krizler öne çıkıyor.
---
Günün ana özeti
- Genç bir kadın belediye başkanının ölümü siyaseti sarstı Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı, CHP’li Gülşah Durbay’ın kanser tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybetmesi, neredeyse tüm siyasi yelpazeden taziye mesajlarıyla karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na, Özgür Özel, Mansur Yavaş, Ali Babacan, Meral Akşener ve farklı partilerden pek çok isim açıklama yaptı. Ancak ölümünün ardından, hastalığı sürerken hakkında yürütülen itibarsızlaştırma kampanyalarına atıfla, olay hızla siyasal tartışma başlığına dönüştü. CHP cephesi, Durbay’a atılan iftiraların aslında Özgür Özel’e yönelik bir “itibar suikastı” planının parçası olduğunu savunuyor ve “bunun peşini bırakmayacağız” mesajı veriyor. Bu çerçeve, yerel yönetimlerde kadın temsili, siyasal linç ve etik sınırlar tartışmasını yeniden gündeme taşıdı. Özgür Özel’in Manisa’ya gitmesi, olayın CHP açısından hem duygusal hem politik yükünü artırıyor.
- Erdoğan’dan “Terörsüz Türkiye” çıkışı ve Kabine gündemi Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir Gençlik Buluşması’nda yaptığı konuşmada “Terörsüz Türkiye” sürecine vurgu yaparak, Doğu ve Güneydoğu’da “birkaç mağara dışında her yerin temizlendiğini”, “mağaraların boşaldığını, silahların yakıldığını” söyledi. Bu söylem, sadece askeri operasyonlarla sınırlı olmayan, daha geniş bir siyasal çerçeveye işaret ediyor. Kabine toplantısında da “Terörsüz Türkiye”nin ana başlıklardan biri olması bekleniyor. Bu da, önümüzdeki dönemde güvenlik politikalarının iç siyasetin merkezinde kalacağının, aynı zamanda Suriye dosyası ve Rusya‑Ukrayna savaşına dair pozisyonlarda daha sert bir tonun görülebileceğinin işareti olarak okunuyor.
- Açlık ve yoksulluk sınırı verileri: Emekli ve ücretli tartışması büyüyor DİSK Birleşik Metal‑İş’in raporuna göre dört kişilik aile için açlık sınırı 27.289 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 94.393 TL’ye yükseldi. Bu rakamlar, ücretliler ve özellikle emekliler için alım gücündeki aşınmayı ortaya koyuyor. Sosyal medyada paylaşılan saha gözlemlerinde, emeklilerin büyükşehirlerde belediye yardımları ve zaman zaman otel konaklamalarıyla ayakta durmaya çalıştıkları anlatılıyor; bazı emekliler hükümetten zam beklentilerinin kalmadığını dile getiriyor. Bu tablo, yaklaşan bütçe sürecinde asgari ücret, emekli maaşları ve sosyal yardımların iç siyasetin sert tartışma alanlarından biri olacağını gösteriyor.
- CHP’den kurumsal hamle: Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi ve gölge kabine CHP, 39. Olağan Kurultay’da tüzüğe giren düzenlemenin ardından “Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi Yürütme Kurulu”nu ve buna paralel, bir tür gölge kabine yapılanmasını açıkladı. Milletvekili Mahmut Tanal, “Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu ve tüm kadrolarımızla iktidara odaklandık” diyerek, partinin İmamoğlu etrafında resmen kurumsal hazırlığa geçtiğini duyurdu. Bu adım, 2028 seçimlerine giden yolda muhalefetteki aday tartışmalarını fiilen kapatma ve İmamoğlu ekseninde uzun soluklu bir kampanya ile politika üretim sürecine geçme niyeti olarak değerlendiriliyor.
- Milli Eğitim Bakanı Tekin’den MESEM ve İmamoğlu diploması açıklamaları Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bakanlığının 2026 bütçe görüşmeleri sırasında, MESEM programına yönelik “çocuk işçiliği” eleştirilerini reddederek, 2024‑2025 döneminde denetlenen 253 bin işletmeden 23 bin 252’sinin sözleşmesinin feshedildiğini açıkladı. Tekin, öğretmen atamalarında mülakat eleştirilerini de önceki dönem CHP’li bakanlık uygulamalarını örnek göstererek yanıtladı. En çok yankı bulan kısmı ise, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasında “sahtekarlık tespit edildiğini ve iptal edildiğini” iddia etmesi oldu. Bu iddia, eğitim politikası tartışmasını kişiselleştirerek yerel muhalefet lideri üzerinden yeni bir siyasi hat açtı; ileride yargısal ya da idari adımlar gelebileceğine dair yorumlara neden oluyor.
- MESEM ve çocuk işçiliği: Toplumsal gerilim büyüyor Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin “Çocuk İşçiliği ve MESEM” panelinde konuşan İSİG Meclisi temsilcileri, MESEM uygulamasının çocuk işçiliğini kitleselleştirdiğini ve iş cinayetleri davalarının kapatıldığını öne sürdü. Aynı dönemde Bakan Tekin’in MESEM’i savunması, on binlerce işletme ile sözleşme feshi ve “her çocuk bize emanet” vurgusu, iki zıt söylemi karşı karşıya getirdi. Bu karşıtlık, mesleki eğitim ile işgücü piyasasının kesiştiği noktada çocuk emeği sömürüsü, iş sağlığı ve güvenliği ve sınıfsal eşitsizlikler ekseninde ciddi bir toplumsal tartışma alanı oluşturuyor.
- TBMM’de çocuk istismarı iddiası: “Meclis’te sessizlik” tepkisi TBMM yerleşkesinde lise öğrencilerine yönelik çocuk istismarı iddiaları kamuoyuna yansırken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel Meclis’te bu konuda “sessizlik hakim” olduğunu söyleyerek sert tepki gösterdi. Özel, bakanlığın ve Meclis Başkanlığının tatmin edici açıklama yapmadığını, “Meclis adına utanan bir tek biz miyiz?” sözleriyle dile getirdi. Olay, yasama organının kendi binasında geçen bir taciz iddiasının üstünün örtülmesi endişesini büyütürken, iktidar‑muhalefet hattında yeni bir gerilim başlığına dönüşmüş durumda.
- İçişleri’nden “Yeşil” açıklaması: Faili meçhul hafızası yeniden gündemde Kendini “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım olarak tanıtan bir kişinin bir gazeteciyi aradığı iddiası sonrası, İçişleri Bakanlığı aramayı yapan kişinin sabıkalı ve açık cezaevinde bulunan C.A. olduğunu açıkladı. Susurluk dönemi faili meçhullerinin sembol ismi olan Yeşil’in yeniden gündeme gelmesi, derin devlet, yargısız infazlar ve geçmişle yüzleşme tartışmalarını tazeledi. Bakanlığın hızlı teşhis açıklaması, güvenlik bürokrasisinin bu tür iddialara karşı refleksini gösterirken, faili meçhul cinayetler konusunda bugünkü siyasal iradenin yaklaşımı da yeniden sorgulanıyor.
- Buğra Gökçe davası: Kitap imza etkinliği siyasi sembole dönüştü İBB Planlama Ajansı Başkanı Doç. Dr. Buğra Gökçe’nin Silivri Cezaevi’nde yazdığı “22 Metrekare Gökyüzü” kitabı için cezaevi dışında düzenlenen imza gününe CHP lideri Özgür Özel’in katılması, Gökçe’nin tutukluluğunu muhalefet açısından güçlü bir sembole çevirdi. Özel’in etkinlikte “ceberut rejimi yeneceğiz” sözleri ve Gökçe’nin eşiyle kamuoyu önündeki görüntü, İBB soruşturmaları ve yerel yöneticilere dönük yargı süreçlerinin “siyasi tutuklu” söylemiyle daha sık anılmasına katkı sağlıyor.
- Libya tezkeresi iki yıl daha: Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika dosyası sürüyor Türkiye’nin Libya’ya asker gönderme tezkeresinin iki yıl daha uzatılmasını öngören metin TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Tezkerede Libya’daki barış ve istikrarın Türkiye için “büyük önem” taşıdığı vurgulandı. Bu, Ankara’nın sahadaki askeri ve siyasi varlığını orta vadede sürdürme kararlılığının, Doğu Akdeniz enerji denkleminde ve Kuzey Afrika siyasetinde aktif rol alma stratejisinin devamı olarak değerlendiriliyor. İçerde de dış politika ve güvenlik eksenli tartışmaların sıcak kalmasına neden olacak.
- Hanuka saldırısına kınama, Rusya‑Ukrayna savaşı Kabine gündeminde Avustralya’nın Sydney kentinde Hanuka kutlamalarına yönelik, çok sayıda can kaybının yaşandığı silahlı saldırı sonrası Türkiye Dışişleri Bakanlığı olayı “en güçlü şekilde” kınadı. Öte yandan Kabine toplantısında Rusya‑Ukrayna savaşının önemli başlıklardan biri olması bekleniyor; aynı günlerde Almanya’da ABD‑Ukrayna barış planı görüşmeleri sürüyor. Bu çerçeve, Ankara’nın artan küresel güvenlik krizleri karşısında NATO, ABD ve Avrupa ile ilişkilerinin tonunu yeniden ayarlama ihtiyacına işaret ediyor.
- Trafik sigortasında sürücü bazlı döneme geçiş 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girecek düzenlemeyle, zorunlu trafik sigortasında hasarsızlık indirimi araca değil sürücüye bağlanacak. İyi sürücüler ikinci araçlarında da indirimli prim ödeyebilecek, kaza sicili kötü sürücüler ise avantajlarını kaybedecek. Bu reform, sigorta sektöründe riskin birey bazlı fiyatlanmasını hedefliyor ve milyonlarca araç sahibinin primini etkileyecek bir yapısal değişim anlamına geliyor.
- Kadın ve aile politikalarında doğum‑babalık izni adımı, personel alımı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, doğum izninin kamu ve özel sektörde 16 haftadan 24 haftaya, babalık izninin ise 10 güne çıkarılmasını öngören düzenlemenin 2026 başında Meclis’e gelmesini beklediklerini açıkladı. Ayrıca bakanlığa 3 bin sözleşmeli personel alınacağını belirtti. Bu adımlar, hem doğum sonrası kadın istihdamının güvencesi hem de çocuk bakımı ve toplumsal cinsiyet eşitliği tartışmalarının yeniden canlanması açısından dikkat çekiyor.
- Yerel siyaset: AKP ilçe başkanı istifası ve İSKİ‑Pendik olayı AKP Kütahya Gediz İlçe Başkanı Osman Yılmaz görevinden istifa etti; gerekçeye dair kamuoyuna detay paylaşılmadı. Bu adım, iktidar partisinin taşra teşkilatlarında olası bir hareketlenmenin parçası olarak yorumlanabilir, ancak bu şimdilik bir iddia düzeyinde. İstanbul Pendik’te su borusunu kasten keserek arıza çıkaran ve tamir için gelen kişinin İSKİ çalışanı değil, alt yüklenici personel olduğunun açıklanması; ilgili kişi hakkında yasal sürecin başlatılması, İBB’nin hizmetlerinde denetim ve şeffaflık tartışmalarını gündeme getirdi.
---
Dün dikkat çeken eğilimler
- Siyasette kutuplaşmanın “kişiler üzerinden” sertleşmesi Gülşah Durbay’ın ölümü sonrası yürüyen “itibar suikastı” tartışmaları, Milli Eğitim Bakanı Tekin’in İmamoğlu’nun diplomasına dair ağır iddiaları ve Buğra Gökçe kitabı etrafında kurulan siyasi sembolizm, siyasal mücadelenin kurumlar ve politikalar kadar tek tek kişiler üzerinden de yürütüldüğünü gösteriyor.
- Çocukların korunması ve emeği etrafında derinleşen toplumsal gerilim TBMM yerleşkesinde çocuk istismarı iddiası, MESEM’in çocuk işçiliğini artırdığı yönündeki açıklamalar ve buna karşı bakanlığın savunusu, hem eğitim sisteminde hem de kamu kurumlarında çocukların güvenliği ve emeğinin istismarı başlığının kritik bir toplumsal fay hattına dönüştüğünü ortaya koyuyor.
- Geçim sıkıntısı ve emekli yoksulluğu söyleminin güçlenmesi Açlık‑yoksulluk sınırı verileriyle uyumlu biçimde, sosyal medyada emeklilerin “artık zam beklemiyoruz” tonundaki paylaşımları ve belediye yardımlarına bağımlı yaşama hikayeleri, ekonomik tartışmanın merkezine giderek daha çok emekli ve düşük gelirli haneleri yerleştiriyor.
- Güvenlik eksenli siyasetle dış politikanın iç içe geçmesi “Terörsüz Türkiye” vurgusu, Libya tezkeresinin uzatılması, Suriye‑ABD hattındaki Palmira gelişmeleri ve Rusya‑Ukrayna savaşına dair Kabine gündemi, dış politika dosyalarının iç siyasete güvenlik söylemi üzerinden bağlandığı bir döneme işaret ediyor.
- Geçmişle hesaplaşma taleplerinin canlılığı “Yeşil” tartışması, 1990’lar faili meçhullerinin ve “derin devlet” dosyalarının toplum hafızasında hâlâ çok güçlü olduğunu gösterdi; İçişleri’nin hızlı açıklaması bile bu hafızayı yatıştırmaktan çok geçmişle yüzleşme beklentisinin büyüklüğünü hatırlattı.
---
Bugün izlenmesi gereken başlıklar
- Gülşah Durbay’ın ölümü sonrası olası siyasi ve idari adımlar CHP’nin “itibar suikastı” vurgusu çerçevesinde, Durbay hakkında yürütülen kampanyalara dair hukuki girişim, parti içi inceleme ya da Meclis/yerel yönetimler zemininde yeni açıklamalar gelip gelmeyeceği izlenmeli.
- Milli Eğitim Bakanlığı’ndan MESEM ve diploma iddialarına gelebilecek yeni açıklamalar Tekin’in MESEM ve İmamoğlu diploması çıkışlarının ardından, hem Bakanlık cephesinden detaylandırma hem de muhalefet ve İmamoğlu kanadından gelecek yanıtlar eğitimin siyasal gerilimini belirleyecek.
- TBMM’de çocuk istismarı iddiasına ilişkin resmi süreç Meclis Başkanlığı, ilgili bakanlıklar veya savcılık kanadından soruşturma, idari inceleme ya da şeffaf bilgi paylaşımı olup olmayacağı; Özgür Özel’in tepkisine iktidar cephesinin nasıl yanıt vereceği önemli olacak.
- Kabine toplantısından çıkacak güvenlik ve dış politika mesajları “Terörsüz Türkiye”, Rusya‑Ukrayna savaşı ve Libya tezkeresi ekseninde yapılacak açıklamalar, hem iç kamuoyuna hem de bölgesel aktörlere verilecek sinyaller açısından dikkatle takip edilmeli.
- Ekonomi yönetiminden asgari ücret ve emekli maaşları konusunda olası işaretler Açlık‑yoksulluk sınırı verilerinin yarattığı baskı karşısında hükümet kanadından yeni bir çerçeve, takvim ya da “beklenti yönetimi” açıklaması gelip gelmeyeceği, emekliler ve dar gelirliler açısından kritik.
- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın doğum‑babalık izni planının detaylandırılması Mevzuat çalışmasının kapsamı, özel sektör uygulamalarının nasıl denetleneceği ve yeni personel alımının sahaya nasıl yansıyacağı, çalışma hayatı ve bakım politikaları tartışmalarını belirleyecek.
- Yerel siyasette İBB ve alt yüklenici tartışmaları Pendik’teki su hattı olayı sonrası İSKİ ve İBB’den gelebilecek yeni denetim ve şeffaflık adımları, muhalefet‑iktidar ekseninde belediye hizmetleri polemiğinin seyrini etkileyebilir.
Bugünün gündemi genel olarak güvenlik, geçim ve adalet duygusu etrafında yoğunlaşıyor. Gelişmeler oldukça bu başlıklarda yeni ayrıntılar ortaya çıkabilir.